İbrahim Kaypakkaya’nın katledilmesinin 50. yılı ile ilgili kampanya kapsamında Ortadoğu’da da çalışmalar devam ediyor. Afiş, sempozyum, aile ve kurum ziyaretleri Kaypakkaya’nın düşüncelerinin daha geniş kitlelere ulaşması hedefiyle yapılıyor.
Bu kapsamda Şehit Nubar Ozanyan Ermeni Tugayı savaşçıları ile söyleşilerimiz devam ediyor. Sorularımızı yönelttiğimiz Virej Sisiyan, Kaypakkaya’nın düşünceleri ile nasıl tanıştığını ve faaliyet sırasında neleri ön plana çıkardıklarını anlattı.
– Kendinizi tanıtır mısınız?
– Adım Virej Sisiyan. Şehit Nubar Ozanyan Ermeni Tugayı savaşçısıyım.
– Bize İbrahim Kaypakkaya’nın düşünceleriyle tanışma sürecinizden bahseder misiniz?
– Şehit Nubar Ozanyan Ermeni Tugayı’na katıldıktan sonra aldığımız eğitimlerde komutanımız Nubar Ozanyan’ın hayatını, onun inandığı düşünceleri, mücadele ettiği komünist fikirlerle ilgili eğitim alırken komünist önder İbrahim Kaypakkaya ve TKP-ML ile tanıştım ve yoldaşlarla olan ilişkilerim-tartışmalarım sırasında bana partinin politikalarını ve ideolojisini anlattılar. Önder Kaypakkaya’nın bazı fikirlerini zamanla anlayabildim.
Kaypakkaya’nın sadece Türkiye halklarının bir önderi olmadığını, tüm mazlumların, emekçilerin önderi olduğunu anladım. Şimdi de İbrahim Kaypakkaya’nın ölümsüzlüğünün 50. yılı olması sebebi ile Propaganda Komitesi’nde yer aldım.
– 2023 yılı Kaypakkaya’nın katledilişinin 50. yıldönümü. Bununla ilgili Kaypakkaya’nın ardılları bulundukları her yerde bir kampanya yürütüyor. Siz, onun düşünceleri ile eğitimlerde tanıştınız ve şimdi kampanya çalışmalarına katılıyorsunuz. Bize biraz çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
– Evet, komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın 50. ölümsüzlük yıldönümünde örgütlenen çalışmalar kapsamında kurulan komite aracılığıyla çalışmalara ben de katıldım. Çalışmalarımıza başlamadan önce diğer yoldaşlarımla birlikte İbrahim Kaypakkaya’nın hayatı ve mücadelesi hakkında eğitimler aldık, onun uğruna mücadele ettiği halklar ve mezhepler arası eşitlik gibi hedefleri ve düşünceleri kapsamında tartışmalar yürüttük.
Eğitim çalışmasının ardından ziyaretlere başladık. Aile, köy ziyaretleri gerçekleştirdik. Bu ziyaretlerin amacı İbrahim Kaypakkaya’nın fikirlerini kitlelerle buluşturmaktı. Gittiğimiz her ziyarette uzun uzun sohbetler ettik. Mazlum halkları özgürleştirme politikaları hakkında, yine tarihsel anlamda Osmanlı gerçeğini göstermek ve aynı politikayı faşist Türk devletinin de sürdürdüğünü anlatmaya çalıştık.
“TC’nin karakterini Kaypakkaya’nın fikirleri şahsında yeniden teşhir ettik”
– Bu çalışmada esas olarak İbrahim Kaypakkaya’nın hangi düşüncelerini öne çıkarmayı tercih ediyorsunuz?
– Ulusların özgürce ayrılma hakkını savunan ve ezilen halkları faşist ve gerici rejimlerden kurtarma konusundaki fikirleri ve silahlı mücadeledeki ısrarı, işkencehanelerdeki direnişi öne çıkardığımız konulardı.
Bu ziyaretlerde İbrahim Kaypakkaya’nın Ermeni, Kürt, Arap, Türk ve diğer halkların haklarına ilişkin meselelerde, Kemalizm hakkındaki fikirlerini ve duruşunu anlattık. Sınıf mücadelesini ve kurtuluşu konuştuk. Kaypakkaya’nın eşitlik, adalet, işçi-köylü örgütlenmesi hakkındaki fikirleri ve örgütlenme mecburiyeti, sermayenin mali birliklerinden ve diğer faşist politikalardan, kurtuluş yolları hakkındaki fikirlerinden bahsettik.
Genç yaşına rağmen faşizmi nasıl analiz ettiğini, nasıl işkence gördüğünü, Kemalistler karşısındaki direnişini ve gücünü, Kürt ulusu hakkındaki mükemmel analizini konuştuk. Türk devletinin bugün yaptığı gibi katleden, yağmalayan, işgal eden karakterini önder Kaypakkaya’nın fikirleri şahsında yeniden teşhir ettik.
– Son olarak neler söylemek istersiniz?
– Osmanlı devletinin daha önce uyguladığı Ermeni ve Kürt halklarına yönelik katliam, imha ve diğer soykırımlara karşı koyduğu doğru tespitleri ve bunun yanısıra Kaypakkaya’nın direnişi, devrimci eylemi halklara özgürlük hakkındaki fikirleri beni etkiledi.
Kaypakkaya yoldaşın mücadelesi hak ve adalet içindi… Kaypakkaya, hakikat için yürüdü ve tüm ezilen halklar için mücadele etti. O, ölümsüzdür çünkü fikirleri ve ideolojisi gerçektir, haklıdır ve bugün de geçerlidir. Sınıfsız ve sömürüsüz bir toplum yaratılıncaya kadar önder İbrahim Kaypakkaya’nın fikirleri bize ışık tutacaktır.
