Güncel

18 MAYIS | Işık: Kaypakkaya bana ne olursan ol, onurlu ol dedi

1972 yılında Diyarbakır Askeri Cezaevi’nde İbrahim Kaypakkaya ile karşılaşan Mehmet Işık, Kaypakkaya ile paylaşımlarını aktardı.

Komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın işkenceyle katledilmesinin üzerinden 50 yıl geçti. İbrahim Kaypakkaya, MİT tarafından “fikirleri en tehlikeli devrimci” olarak tanımlandı ve halen Kaypakkaya’nın isminin bile anılması suç sayılıyor.

İbrahim Kaypakkaya ile kısa bir süre Diyarbakır Askeri Cezaevi’nde kalan, onun duruşundan, taviz vermez tavrından etkilenen Mehmet Işık, Kaypakkaya ile geçirdiği kısa anısını ANF’ye anlattı.

Devrimci mücadele ile tanışmasına Ömer Ayna’nın vesile olduğunu, onunla tanıştıktan sonra devrimcileri tanımaya başladığını söyleyen Mehmet Işık, “Ve Çeliğe Su Verildi diye bir kitap okumuştum, ondan çok etkilenmiştim, ‘Ben Pavel olacağım’ demiştim. Ömer abi de gülüp, ‘demek ki bu kardeşimiz tamam artık’ demişti. Çok sevinmiştim” dedi.

KAYPAKKAYA İLE CEZAEVİNDE TANIŞTI

Işık, Kaypakkaya ile 1972 yılında cezaevinde tanıştığını, onu gördüğünde etkilendiğini belirtti. Işık, Kaypakkaya’nın ayaklarının kangren olduğunu söyleyerek, şunları anlattı: “Ben cezaevinde iken İbrahim Kaypakkaya’yı getirmişlerdi, ayakları kangren olmuş, kanlar içindeydi. Karda yürütmüşlerdi. Bir gün onunla tanıştım, dedim ‘abi senin adın ne’, dedi ki, ‘Benim adım İbrahim Kaypakkaya’, ‘Nerelisin’ dedim, ‘Çorumluyum.’ dedi. ‘Abi sen devrimci misin’ diye sordum. ‘Biraz’ diye yanıt verdi, ‘Sen devrimci misin’ diye sordu. ‘Ben de devrimciliğe yeni adım atıyorum. Devrimciliği öğrenmeye çalışıyorum’ dedim. Bana ‘Bir tek şey söyleyeceğim sana, ne olursan ol, dirençli ol. Ne olursan ol dirayetli ol, seviyeli ve onurlu ol’ dedi. O günden sonra, 1980’li yıllara kadar hep onun o lafını beynimde taşıyorum. Şerefimizle mücadelemizi verdik, çirkin şeyler yaptılar ama onurumuzu koruduk.”

Cezaevinde kaldığı süreç içerisinde Kaypakkaya ile çok fazla konuşamadığını, Kaypakkaya’nın sürekli işkenceye götürüldüğünü söyleyen Işık, kendisinin cezaevinden çıkmasından kısa bir süre sonra ise Kaypakkaya’nın ölüm haberini aldığını belirtti. Cezaevinden çıktıktan sonra İstanbul’a geldiğini ve orada yaşamaya başladığını kaydeden Işık, 1980 yılında, bu sefer “devleti yıkmaya teşebbüs etmek”  iddiasıyla yeniden tutuklandığını, bir süre Beykoz taraflarında bulunan Abakoz adlı askeri cezaevinde, sonrasında da Metris Cezaevinde kaldığını vurgulayarak, “İbrahim Kaypakkaya’nın beynime çaktığı çivi ile hâlâ onurumu ve şerefimi taşıyorum. Onu tanıdığım için de gurur duyuyorum. O günden beri onun lafı hala benimle. Bize yapılan işkenceler, hakaretler bir hayvana dahi yapılamayacak şeylerdi” diye konuştu.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu