Güncel

18 MAYIS | Söyleşi: “Kaypakkaya’nın Çizdiği Yolda Yürümek Zorundayız!”

Ortadoğu Parti Komitesi, İbrahim Kaypakkaya'yı anma etkinlikleri kapsamında yaptıkları kitle çalışmasında söyleşiler de gerçekleştiriyor

İbrahim Kaypakkaya’nın işkencede katledilişinin yıldönümü olması nedeniyle ardılları onu çeşitli etkinliklerde anmaya devam ediyor. Bu çalışmalar, Ortadoğu topraklarında “Katledilişinin 50. Yılında Hesaplaşma, Kopuş ve Yeni Bir Yol; Kaypakkaya” şiarı etrafında yürütülüyor. Bu çalışmanın bir parçası olarak çeşitli köyler ve şehirler ziyaret edilerek hem Kaypakkaya ve onun düşünceleri anlatılıyor hem de güncel politik durum üzerine tartışmalar yapılıyor. Bu ziyaretlere katılanlarla söyleşiler gerçekleştiriliyor.

İlk olarak söyleşi yapılan Şehit Nubar Ozanyan Ermeni Tugayı savaşçısı Manuel Demir, Kaypakkaya’nın düşünceleri ile Tugay’daki eğitim çalışmaları vesilesiyle tanışmış.

– Kendinizi tanıtır mısınız?

– İsmim Manuel Demir, Şehit Nubar Ozanyan Ermeni Tugayı savaşçısıyım…

İbrahim Kaypakkaya’nın düşünceleriyle tanışma sürecinizden bahseder misiniz?

– Ben bir Ermeni olarak askeri görevlerimi yerine getirmek için Şehit Nubar Ozanyan Ermeni Tugayı’na katıldım. Komutanımız Nubar Ozanyan yoldaşın hayatı ve mücadelesi üzerine eğitimler alırken komünist önder İbrahim Kaypakkaya ismini duydum. Komünist parti TKP-ML ve komünist önder İbrahim Kaypakkaya isimlerini ilk defa bu eğitimlerde duydum. Daha sonrasında başka yoldaşlarla da tanıştım. TKP-ML’nin genel politikasını anlayarak bazı politik ve entelektüel tartışmalara tanık oldum. O süreç benim İbrahim Kaypakkaya’yı, inandığı fikirleri ve ulaşmak istediği hedefleri tanımama yardımcı oldu. Tanımaya da devam ediyorum.

2023 yılı Kaypakkaya’nın katledilişinin 50. yıldönümü. Bununla ilgili Kaypakkaya’nın ardılları tarafından bir kampanya yürütülüyor. Siz, onun düşünceleri ile eğitimlerde tanıştığınız ve şimdi kampanya çalışmalarına katılıyorsunuz. Bize biraz bu kapsamdaki çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

– Son dönemde ben ve bazı yoldaşlar, önder İbrahim Kaypakkaya’nın hayatı, inandığı değerler, hedefleri ve izlediği siyaset; bu düşüncenin adalet, eşitlik ve hürriyet mücadelesindeki önemi üzerine tartışmalar yürüttük. Bu tartışmalar bizim için eğitim oldu aynı zamanda. Tüm toplumsal ve sınıfsal farklılıkları, aradaki çatışmaları öğrenmemizi sağladı.

Komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın katledilmesinin ellinci yıl dönümü olan bu yılda, ben ve bazı yoldaşlar, köylerde ve şehirlerde yaklaşık 3 aydır halk ziyaretleri gerçekleştiriyoruz. Katledilişinin yıldönümü olan 18 Mayıs tarihine kadar da çalışmalarımızı devam ettireceğiz.

“Kaypakkaya’nın sesi halkın, hakkın sesidir!”

– Ziyaretlere gittiğinizden bahsettiniz, bu çalışmada esas olarak İbrahim Kaypakkaya’nın hangi düşüncelerini öne çıkarmayı tercih ediyorsunuz?

– Gerçekleştirdiğimiz ziyaretlerde İbrahim Kaypakkaya’nın toplumdaki sınıfsal farklılıkların ortadan kaldırılması, var olan toplumsal bölünmelerin sona erdirilmesi gibi bazı fikir ve politikaların yanısıra enternasyonal mücadele, emperyalist güçler ve ülkeler hakkındaki fikirleri üzerinde durduk. Dünyanın hakimiyetini ve kontrolünü sağlamak isteyen bu gücü temsil eden, çıkar elde etmek için yoksulluğu, cehaleti ve geri kalmışlığı yaymak isteyen emperyalist güçler ve onların bu bölgede ortakları olan güçler üzerinde konuştuk.

Aynı şekilde İbrahim Kaypakkaya’nın mazlum halkların özgürlüğü için verdiği mücadele, bu halklara yönelik soykırım ve katliamlardan söz ederken, Ermeni halkı ve Ermeni soykırımı üzerindeki düşüncelerini paylaştık. Onun ilk olarak o dönemde toplu katliam ve tehcirden bahsetmesini anlattık insanlara. Tabi bir de Osmanlı hakimiyeti sonrasında, diğer uluslar gibi Kürt halkı ve tüm ulusların kendi kaderini tayin hakkı hakkındaki sözlerini de paylaştık.

Ziyaretlerde Kaypakkaya’nın Türk devleti gibi faşist gücün yalan ve iftiralarını, özgürlük ve demokrasiyi yok ettiğini, işgalci bir devlet olduğunu ve kendi çıkarları peşinde koşan bir faşist güçten başka bir şey olmadığı ele aldık. Emperyalizmin çıkarları doğrultusunda, mazlum halklara rağmen bu gerçekleri bölgemizde yaşanan savaş ve çatışmalarla ilişkilendirerek önder İbrahim Kaypakkaya’nın tutuklandığında işkencelere maruz kaldığını ve direnişini anlattık. Sahip olduğu irade ve bu fikirlere olan inancı, bu ilkelerden vazgeçmeyi reddetmiş ve çağrıda bulunduğu bu özgürlükçü düşünce uğruna canını vermiştir.

Ziyaretlerimizde ayrıca Türk devletinin topraklarımızı işgal etmek istemesi üzerine tartışıyorduk ve buna karşı, nasıl ki DAİŞ gericiliği bozguna uğradıysa yine halkın kendi kendisini savunması ile Türk devletinin işgali boşa çıkarılabileceğini söylüyorduk. Tabi sonra deprem felaketi olduğunda, Türk devletinin halka yardım etmediğini, halkın yine kendi kendisine dayanışma ağı kurduğunu gördük ve bunu da ziyaretlerde dile getirdik.

Son olarak neler söylemek istersiniz?

– Komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın sesi halkın, hakkın sesidir… Adalet ve kurtuluşun sesidir. Bugün komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın bizim için çizdiği yolda yürümek zorundayız çünkü bu yol, bizi hakikate götürecek yoldur. Bunun halkların baskıdan kurtulması, adaletin ve sosyal eşitliğin sağlanması için tek yol olduğuna inanıyorum, inanıyoruz.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu