Makaleler

Neoliberal birikim sürecinde yolsuzluk ve AKP

17 Aralık Operasyonuyla birlikte yolsuzluk bir kez daha gündem oldu. Herkesin gündemi yolsuzluk oldu fakat aynı biçimde değil. Sınıfsal konumlanışın ve siyasal duruşun seyrine göre yolsuzluğa karşı yaklaşımda farklılaştı. Düzen içi unsurlar “Hükümet istifa” diyerek AKP’yi salt kötü yönetimle suçlarken bu konu ya dair yazıp-çizenler de yolsuzluğun nedenleri-niçinleri yerine kıyısından köşesinden bir üslupla kapitalist düzeni ve devleti koruma tavrı sergiliyor. Yolsuzluk operasyonundan bir süre sonra AKP’nin de yönlendirmesiyle, yolsuzluk bir kenara bırakılıp, Cemaat ve “Paralele devlet” tartışılmaya başlandı. Oldukça normal sıradan bir olay olgu ya da davranışmış gibi gündemden düş(ürü)dü.

1980’lerden bugüne hemen her hükümetin yolsuzluk yapması kamuoyun da kanıtsama zemini yaratması yolsuzluğun sıradanlaştığı anlamına gelmez, doğrudan Neoliberal politikalarla birlikte sermaye birikim sürecinin bir parçası olduğu anlamına gelir.

Neoliberalizm kapitalist sermaye önündeki tüm engellerin kaldırılarak kuralsızlaştırılmasıdır. Uluslar arası pazarda ve yarı-sömürge ekonomiler üzerinde bu kuralsızlık yaratıldı. Fakat kapitalist sermaye önündeki tüm engeller kaldırılamadı. Sermayenin önündeki en büyük engel yine sermayenin kendisidir. Sermayenin kendisine engel olması kapitalist üretim tarzının bir sonucudur.

Kapitalizm aşırı üretim ve aşırı kar hırsı onu daima yeni üretim alanı ve yani pazarlar yaratmaya sürükler. Fakat artık eskisi gibi devasa kâr sağlayan ne üretim nede pazar alanları var. Mevcut üretim ve pazar alanların da da ayrı işi yapan onlarca yüzlerce meta üreticisi ve satıcısıyla dolu. Kapitalizm’in bu anarşik üretim yapısıyla birlikte, sermaye birikim süreci sorunsuz halden sorunlu hala geldi. Kapitalist ekonomi yasaların sermayeye tanıdığı sınırsız ve kuralsızlığın kaçınılmaz sonucudur bu.

Kapitalist sermaye önündeki en güçlü engele(kendisine) rağmen ulusal ve uluslar arası pazara da birikim sürecini sorunsuz yürütmesinin bir ekonomik bir de siyasi yöntemi bulunuyor. Ekonomik yöntemde, sermaye piyasa koşullarında ekonomik üstünlüğünü sermaye birikim düzeyini kullanarak, küçük sermayeleri ezer. Piyasa dışına sürer. Daha büyük sermayelere karşı ortaklıklar kurar(tröst, kartel, konseryum) rekabet gücünü artırır. Siyasi yöntemde rekabat ettiği sermayelere karşı devlet bürokrasisinin kullanılarak kayırma-kollama gibi ayrıcalıklar kazanır. Rüşvet yoluyla elde edilen bu ayrıcalığın siyasi arenadaki ifadesi yolsuzluğun sermaye birikim sürecinin bir bileşeni haline gelmesidir.

1980 sonrası dönemde sadece Türkiye’de eğil uluslar arası alanda yolsuzluk hızla yaygınlaştı. Neoliberalizm bir yandan sermayenin kuralsızlaştırılması iken diğer yandan uluslar arası rekabetin de sertleşmesidir. Bu sert rekabette rüşvet, kayırma, kollama gibi yolsuzluk usulleri ayyuka çıkmış ve siyasi müdahale gerektiren bir çatışmaya dönüştü. Öyle ki, uluslar arası emperyalist bir kuram olan OECD Rüşvet Üzerine Çalışma Grubu oluşturarak(1994’de) rüşvetin vergi indirimine tabi olmasına son verilmesi ve yabancı memurlara rüşvet

verilmesinin suç sayılmasını gündeme taşıdı(BSB:2007). Yolsuzluk üç-beş kötü yöneticinin icraatı olmaktan çıkarak, sömürü çarkının bir dişlisi olarak uluslar arası pazarda da daha çok pay sahibi olmanın aracına dönüştü.

Bu araç, Neoliberal politikalarla yeniden yapılandırılan yarı-sömürge ülkelerde hükümetleri siyasi aktörleri, bürokrasiyi dize getirme ya da Neoliberal sermayenin artı-değer sömürüsü ve birikim sürecine uygun yönetimler oluşturmada etkin olarak kullanılan bir silaha dönüşmüştür. İstenmeyen siyasi yönetimin yaptığı yolsuzluklar gündeme taşınarak istenilen düzeye getirme ya da istenilen yönetimle değiştirmenin siyasi baskı aracı olmuştur.

Sermayenin Neoliberal birikim süreciyle birlikte, iktisadi ve siyasi gelişime paralel yolsuzluğun tanımı da genişlemiştir.genel anlamda da haksız kazanç olarak bilinen yolsuzluk, devlet-sermaye arasındaki ilişkinin gayri meşru anlamında ulusal ve uluslar arası rekabette kapitalist sermayenin her türlü ayrıcalığı elde teme amaçlı devletle kurduğu ilişki biçimidir. Bu ilişki rüşvetçilik, rantçılık, kayırmacılık ve kollamacılık şeklinde tezahür ederken yolsuzluk kişisel ailesel veya grupsa alandan çıkmış çok uluslu sermayenin azami kâr sağlama boyutuna ulaşmıştır.

Bu tanım çerçevesinde TC devletinin yolsuzluk karnesi yıldızlı pekiyilerle doludur. Son 30 yıllık dönemde Turgut Özal hükümetinden R.T.Erdoğan hükümetine kadar hemen her hükümet yolsuzluk yapmıştır.

Devlet hiyerarşisindeki bürokrasi üyeleri, temsili olduğu sermaye grubunun önündeki bürokratik (kanun ve siyasi düzen) engelleri kaldıran yada kolaylık sağlayan ihale süreçlerinde kollama-kayırma gibi rantçılık yapan bir yapıya dönüşmüştür. Hemen her sermaye grubu devlet içerisinde, bakanlık düzeyinden, en alt memur düzeyine bürokrata sahiptir. Bürokrasi içinde nüfuzu fazla olan sermaye grubu bugüne dek palazlanan sermaye grubu olmuştur.

1980 ve 90’lı yıllarda bürokratik nüfuzu daha az olan Yeşil Sermaye küçük ve orta işletme düzeyinde sermaye birikimi yapmaya çalışmıştır. AKP hükümetiyle birlikte bürokratik nüfuza da kavuşan yeşil sermaye 10 yıl içerisinde hem uluslar arası azara açılmış emde önemli inşaat ihalelerini(üçüncü Havaalanı- Cengiz-Limak-Kolin ortaklığı, Haliçport, Cengiz-Taca-Galeri Ortaklığı, Van depremi sonrası İnşaat ihalelerinin yandaşlara verilmesi gibi) kazanacak güce ulaşmıştır. Tam tersinen Koç Grubu, Doğan Grubu gibi yerleşik ve köklü , uluslar arası ortaklıkları olan sermaye grupları maliye denetimi gibi engelleyici ve uygulamaklara maruz kalmıştır*

17 Aralık Operasyonu AKP’nin yaptığı ilk yolsuzluk değildir. Basına yansıdığı biçiminde birkaç iş adamı ve bakan oğullarının karıştığı ve kişisel çıkar-kazanç amaçlı yolsuzluk olarak yorumlanırsa ki AKP’nin derdi de budur bu AKP’nin açıklaması anlamına gelir. AKP’nin içinde bulunduğu yolsuzluk, “haksız kazançtan” öte bir niteliktedir. AKP hükümeti döneminde yapılan yolsuzluklar doğrudan sermaye birikim sürecine hizmet eden yolsuzluklardır. Örnekleri oldukça fazladır. Kamu ihalelerinde; alıcıya göre şartname düzenleme ihale esnasında şartname değiştirme ve ihale koşullarını değiştirme, istenen firmaya

koşulsuz satış yetkisi için baş ihale açma… Satış usullerinde; Değeri düşük göstermek için değer yöntemine değiştirme, Taşınmazları bütün halde değil parça parça aynı kişiye daha ucuz satma, aynı nitelikteki satış yerlerine farklı satış koşulları belirleme özelleştirmeyecek yerleri özelleştirme kapsamına alma, Rekabet Kurulu gibi yetkili kurumaların kararlarına uymama…(ayrıntılı bilgi için BSB:2007) gibi yöntemlerle rantçılık kayırma-kollama biçiminde onlarca yolsuzluk yapılmıştır. Yeşil Sermaye bu şekilde palazlanmıştır.

AKP-Cemaat çatışması olarak ifşa edilen yolsuzluk AKP ‘ye siyasi müdahale anlamı da taşıyor. İç ve dış politika da kendi destekçileriyle de ters düşen AKP izlemiş olduğu otoriter /tekçi siyaset nedeniyle istenmeyen konuma sürüklenmişti. 10 yıllık hükümet döneminde belli bir nüfuza da ulaşan AKP hükümetini yıpratmak ve de devlet yönetimini değiştirmek amaçlı geçmiş dönemlerde olduğu gibi yine yolsuzluk siyasi silah olarak kullanılmaktadır. Bu silahı kullananların bizzat dileri de bu düzenin bir parçası olarak farklı maceralarda yolsuzluk yapmadıkları veya yapmayacakları şaibesizdir.

17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu salt AKP’nin yolsuzluğunu değil, yolsuzluğun, Neoriberal sermaye birikim sürecinin ve de siyasi yönetimlerin bürokrasisinin bu birikim sürecine göre şekillendirilmesinde müdahale yönteminin bir parçası olduğunu bir kez daha açığa çıkarmıştır. Bu nedenledir ki yolsuzluğa karşı mücadele “Hükümet istifa “ mücadelesi olmaz. Bu köhne düzenin tüm sömürü mekanizmalarına karşı tüm mücadele alanlarında yeni AKP’lerin çıkmasına dahi olanak tanımayacak daha güçlü ve daha örgütlü mücadele yolsuzluğun beynine inen balyoz olacaktır. Sakınmayınız!

BSB: 2007: bağımsız sosyal bilimler 2007 yılı raporu/TMMOB, Ankara 2007.

*AKP’nin yolsuzlukla mücadele söyleminin içeriği yeşil sermayenin birikim sağlamasının önünü açmak, bu kapsamda yapılan yolsuzlukların, daha fazla yolsuzlukla mücadele diyerek üstünü örtmektedir.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu