GüncelLGBTİ+

Onur Haftası | Heteroseksist ve ataerkil sisteme sıkışmamak için mücadelede ve dayanışmadayız!

"“Ben neredeyim?” sorusunun cevaplarından biri, “Saldırıların hedefindeyim” kuşkusuz. Ancak esas cevabımız olan “Heteroseksist ve ataerkil sisteme karşı mücadeledeyim, dayanışmayı büyütmekteyim” ile “Saldırıların hedefindeyim” cevabını boşa düşürmek mümkün"

22-28 Haziran 2020 tarihleri arasında 28’incisi gerçekleştirilecek İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası’nın ana teması “Ben Neredeyim?” olarak belirlendi.

Salgın koşulları sebebiyle dijital ortamda yapılması planlanan eylem ve etkinlikler, mevcut durumdaki değişikliklere göre sokağa da taşabilirmiş gibi dururken Onur Haftası’nın ana teması olan “Ben Neredeyim?” sorusu yaşadığımız süreç açısından oldukça isabetli.

Güvencesiz koşullarda yaşayan, salgınla beraber derinleşen yoksulluk girdabının ilk hedeflerinden olan ve heteroseksist aileleriyle salgın döneminde yaşamak zorunda kalan LGBTİ+’ların bu sorusu koronavirüs eşliğinde derinleşen ataerkil ve heteroseksist sistemin saldırılarına karşı konumlanışa cevap aramak anlamına geliyor.

Koronavirüs salgını ile birlikte 2 ayı aşkın süredir yaşamımızın olağan akışının dışına çıktığı günlerde, mevcut sistemin saldırılarının ezilen her kesime karşı olduğu gibi LGBTİ+’ları da es geçmediğini biliyoruz.

Virüsü kendisine bahane eyleyen heteroseksist ve ataerkil sistem “Hayat eve sığar” ve “Evde kal” çağrıları ile birlikte sağlık koşullarını öne sürerek yalnızlaştırma ve bireyselleştirme politikalarını devreye sokarken kadınlar ve LGBTİ+’ları saldırılarına açık hale getirdi.

“Kutsal Aile” debdebesinin kadının karşısındaki misyonuna birçok yazımızda değindik; bunun LGBTİ+’lar cephesinden karşılığı ise heteroseksist ailelerle salgın döneminde yaşamak zorunda kalarak her an ölüm ve şiddetle yüz yüze kalmak oldu. Yaşam şartlarındaki güvencesizlik ve yaratılan işsizler ordusu en başta LGBTİ+’ları vurdu, ki zaten salgın öncesinde de mevcut şartların LGBTİ+’lar açısından farklı olduğu söylenemez.

 

Söylemler yeni olmasa da…

Bütün bunlara LGBTİ+’ları direkt hedef gösteren söylemler de eklendi. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Ramazan ayının ilk Cuma günü verdiği hutbede, “Ey insanlar. İslam, zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lutiliği, eşcinselliği lanetliyor. Nedir bunun hikmeti?

Hastalıkları beraberinde getirmesi ve nesli çürütmesidir bunun hikmeti. Yılda yüz binlerce insan gayrimeşru ve nikahsız hayatın İslami literatürdeki ismi zina olan bu büyük haramın sebep olduğu HIV virüsüne maruz kalıyor.

Geliniz bu tür kötülüklerden insanları korumak için birlikte mücadele edelim” ifadelerini kullanmıştı. Her sene bu zamanlarda ön plana çıkan bu söylemlerin yaklaşan Onur Haftası ile alakası çok açık. LGBTİ+’ların yaşamın her alanında var olma mücadelesi vermeleri ve bununla birlikte heteroseksist ve ataerkil sisteme karşı taşıdıkları tehlike, sistemin her aracının tetikte olmasına yol açarken gökkuşağının renklerinin her yanı kuşatmaya hazırlandığı günlerde bu tetikte olma hali direkt saldırılara dökülüyor.

Diyanet İşleri Başkanı’nın sözlerini takiben Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun Erbaş’ı destekleyen sözleri ve medyanın da işin içerisinde girerek LGBTİ+’ları hedef alması bunu örnekliyor…

TRT 1’de yayınlanan “Doğrusu Ne” programında 25 Mayıs günü Diyanet’in nefret hutbesinin ardından yaşananlar konu alınırken LGBTİ+’lar “Her türlü gayrı meşru cinsel ilişki” sözleriyle tekrar hedef gösterildi.

Yayında Din İşleri Yüksek Kurulu’nun ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun ayrımcı sözleri de meşrulaştırıldı ve ayrımcılığa tepki gösterenler “son derece haksız ve sorumsuz tutum”, “çirkin açıklama” ifadeleriyle hedef gösterildi.

Sistemin her aracının heteroseksist ve ataerkil sistemi kalıcılaştırmak üzere kullanılması kuşkusuz yeni bir olay değil. Ancak yaşadığımız sürecin kadına ve LGBTİ+’lara dönük saldırıları olağanlaştırma içeriği taşıdığı ve var olan kazanımlara da bu çerçevede birer birer el konulduğu açıkken bu açıklamaların taşıdığı anlamın “yeniliği” kendisini ortaya koyuyor.

“Saldırıların hedefindeyim!”

28’incisi gerçekleştirilecek Onur Haftası’nda dört bir yanı gökkuşağının renkleri ile boğmak bu nedenle bizler için her zamankinden daha önemli! “Ben neredeyim?” sorusunun cevaplarından biri, “Saldırıların hedefindeyim” kuşkusuz. Ancak esas cevabımız olan “Heteroseksist ve ataerkil sisteme karşı mücadeledeyim, dayanışmayı büyütmekteyim” ile “Saldırıların hedefindeyim” cevabını boşa düşürmek mümkün.

22-28 Haziran’da yedi rengi, bulunduğumuz her mecrayla buluşturmak üzere “Mücadeledeyiz, dayanışmadayız!”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu