GüncelManşet

(Foto-Yenilendi)“Devrimin arayışıdır” Kaypakkaya

 

İstanbul: PARTİZAN Taksim Makine Mühendisleri Odasında 71’ Devrimci kopuşu ve İbrahim Kaypakkaya” konulu bir etkinlik gerçekleştirildi. Volkan Yaraşır’ın konuşmacı olarak katıldığı etkinliğe de onlarca kişi katıldı.

Partizan’ın ilk olarak yaptığı açılış konuşmasında: “68 kuşağının devrimci gençlik önderlerini daha militan bir çizgiye taşıyan ve ülkemiz devrimci hareketinde bir kopuş noktası olarak değerlendirdiğimiz 71’ devrimci çıkışını ve bu dönemde Komünist Önder İbrahim Kaypakkaya’nın ideolojik/politik düşüncelerinin“ tartışılması için bir araya geldikleri belirtilerek Ocak ayının önemine değinildi. Etkinliğe geçmeden önce Fransa’da basın emekçilerine yönelik gerçekleşen katliam için bir dakikalık saygı duruşu gerçekleştirdi.

Ardından Tutsak Partizan’ların gönderdiği mektup okundu. Mektupta: 50 yıllık reformizmin, revizyonizmin ve Kemalizm’in ölü toprağının 71’ devrimci çıkışı ve kopuşu Türkiye Devrimci Hareketinin(TDH) silahlı devrimci çizginin doğmasıdır diye ifade ederken İbrahim Kaypakkaya’nın devrimci çıkışın ve kopuşun komünist yüzünü oluşturuyor olmasıdır diye belirtildi. Ayrıca Kaypakkaya’nın oluşturduğu tezler bakımından Türkiye devrimi açısından birçok konuda modern revizyonizme tavır almış ve henüz diğer TDH önderlerinde şekillenmeyen komünist parti anlayışındaki netlikle komünist partiyi kurarak, ideolojik netliği, berraklığı ve komünist duruş ile “İhtilalci Komünizmin ülkemizdeki en tehlikeli temsilcisi” tespitini yaptırdığı belirtildi.

 İbrahim Kaypakkaya: İhtilalin Ruhu ve Manifestosu

Volkan Yaraşır ise: “İbrahim Kaypakkaya, İhtilalin yolu, İhtilalin ruhu ve İhtilalin manifestosudur” sözleriyle başladığı konuşmasını iki bölüme ayırdı.

Birinci bölümde Kaypakkaya’nın düşünce sistematiğinin arka planına Marksizmin gelişimi, Lenin’in ve Marsın çelişkilere yaklaşımı üzerinden tarihsel bir perspektif üzerinden aktardı. Bunu yaparken anlatımını 71 devrimci kopuşu ekseninde onunla bağlantılı olarak ele aldı. Tarihsel arka planı 71 devrimcilerinin çıkışı bağlamında irdeledi.

Kinci bölümde ise Kaypakkaya’nın 71 devrimci kopuşun içindeki kopuşuna esas olarak Ulusal Sorun ve Kemalizm konularındaki tespitlerine ve bu tespitlere giden yönteme değindi.

71devrimci cıkısı 8“Rusya ve Çin Devrimi, İbrahim’in sistematiğinin temel zeminlerini oluşturdu”

Birinci bölümde,  Devrimci hareket açısından 1970’lerin başı bir momentumu ifade eder. 1971 devrimcileri, uçurumun kenarında yürümenin cüret ve cesaretini simgeler. Aynı zamanda ’71 pratiği, sistem dışı ve açık bir devlet karşıtı olmanın pratiğidir.” Diyen Volkan yaraşır şöyle devam etti: “İbrahim Kaypakkaya 20. yüzyılın iki büyük devriminin yolundan yürüdü: Rusya ve Çin devrimleri, kendini en net ll. Enternasyonal’de ve devamı olan anlayışlarda soyutlayan determinizme, ekonomizme, “evrimci sosyalizme”, pozitivist yozlaşmaya ve sol skolâstiğe (metafizik materyalizme) bir yanıttır. Dondurulmuş diyalektiğin parçalanmasıdır. Militan diyalektiğin devrimci praksisle yeniden kuruluşudur.”

 Yaraşır, Kaypakkaya’nın özelikle Rus ve Çin devrimlerini özenle irdelediğini, buradan bilimsel sonuçlar çıkardığını, dile getirerek şunları kaydetti: “Rusya ve Çin Devrimi, İbrahim’in sistematiğinin temel zeminlerini oluşturdu. Devrimin diyalektiği onun ideolojik, teorik ve pratik atılımını sağladı. Çünkü her devrim bir diyalektiktir. İbrahim, bu devrimlerden ve diyalektiğinden beslendi ve öğrendi. Bu devrimler onun düşünsel sistematiğine yön verdi.”

“ Devrimin diyalektiği ve devrimin imkânını araması”

Verilen aranın adından ikinci bölümde ise Volkan yaraşır, Kaypakkaya’nın somut koşulları somut tahlili ilkesini yaşama geçirmede diğer devrimci önderlerden bir adım ilerde olduğunu Anadolu topraklarının zengin geçmişe dayandığını ifade ederek şöyle konuştu:  “İbrahim Kaypakkaya’nın ideolojik-teorik mimarisi tarihsel olarak; Anadolu ve Mezopotamya halklarının isyan ve komünalite geleneğine, yerel olarak; 1960 sonrası, Türkiye’deki zengin sınıf mücadelesine, uluslararası boyutta; 1968 küresel isyan hareketine, kültür devrimine ve ulusal kurtuluş savaşlarına dayanmaktadır.”

Yaraşır Kaypakkaya’nın TC’nin üzerinde yükseldiği temel iki kolon olan Kemalizm ve Ulusal sorundaki yaklaşımlarının çok önemli e çarpıcı olduğunu döneminin çok ilerisinde olduğunu belirterek şöyle konuştu: 71devrimci çıkısı 8“1971 devrimcileri bir tarihsel kopuş gerçekleştirdi. 50 yıllık revizyonist, parlamentarist ve legalist çizgi ’71 ihtilalcılığıyla aşıldı. İbrahim Kaypakkaya ise kopuştan kopuşu ifade etti. Yani İhtilalin yolu, ruhu ve manifestosu oldu.”

Kaypakkaya’nın yaşamına yön veren temel bakışın devrimin güncelliğini ve diyalektiğini yakalamak olduğunu dile getiren Volkan yaraşır Kaypakkaya’nın sözü edilen bu iki temel sorudaki çıkışının tesadüfü olmadığını sözlerine ekledi ve şöyle devam etti: “Devriminin diyalektiğini kavraması ve sistematiğine uygulaması Kaypakkaya’nın kopuştan kopuşu gerçekleştirmesini sağladı. Kemalizm ve ulusal sorun çözümlemelerindeki olağanüstülük ve yıkıcılık buradan kaynaklanır. Kaypakkaya’nın açılımları tesadüfî değil, devrimin diyalektiğidir ve devrimin imkânını aramasının sonucudur.”

TC’nin Kaypakkaya ya yönelik düşmanlığının onun bu özelliklerinden kaynaklandığını ifade eden Yaraşır Kaypakkaya’nın bir ikon haline getirilmemesi gerektiğini söyledi.

“Diyalektik kavrandığı ölçüde İbrahim Kaypakkaya kavranabilir ve anlaşılabilir”

 “İbrahim Kaypakkaya’nın Kemalizm ve ulusal sorun çözümlemeleri bir devlet tahlili olması yanında, bir tarih tezidir. TC’yi ayakta tutan iki ana kolonu (ya da asıl noktalarını) göstermesi bağlamında devrimin olanağını açığa çıkarmaktır… “Ve bu çözümlemeleri onun parti anlayışıyla bir bütünlük taşır. Partinin adının Komünist olması bir yanıyla tarihsel bağ, diğer yanıyla işçi sınıfının devrimci rolüne, “tarihsel özneliğine” vurgudur. Marksist Leninist vurgusu ise bir kopuş ve devrimci rotanın ifadesidir.” Diye Yaraşır ardından şunları kaydetti:  “15-16 Haziran yazıları, kır kent diyalektiği, mikro sosyoloji çalışmaları, sınıfın tarihsel rolüne vurgular, proletarya diktatörlüğünün altının çizilmesi, halk savaşı, devlet analizi, diğer alt üst edici ilkler gibi bir ilk olan Ermeni Sorunu ve soykırımı açılımı İbrahim’in sistematiğinin katmanlığını göstermektedir. İbrahim Kaypakkaya compact bir yapıdır ya da sistematik bir bütünselliktir. Bu bütünsellik içinde tabii ki gerilim noktaları vardır. Olması da doğaldır. Marksizmin en karakteristik özelliğinin de bütünsellik olduğu unutulmamalıdır. Gerilim noktaları bütünselliğin sadece ayrıntılarıdır… Onun tarih tezi, devrim anlayışı, çalışma ve örgütlenme tarzı ve parti anlayışı bir diyalektiktir. Bu diyalektik kavrandığı ölçüde İbrahim Kaypakkaya kavranabilir ve anlaşılabilir.”

Volkan yaraşır Kaypakkaya’nın aynı zanda Lenin’in iyi bir öğrencisini şu sözlerle dile getirdi.:“…İbrahim Kaypakkaya Lenin gibi her zaman sınıfsal antagonizmanın tarafı oldu ve militan diyalektikle hareket etti. Bunun anlamı, devrimin güncelliğini yaratmaktır. Lenin’i Marks’a bağlayan en belirleyici özellik budur. Devrimin güncelliği yani devrimin olanağı ve imkânını aramak. İbrahim’in Kemalizm analizini ve ulusal soruna bakışını, bu perspektifle ele almak gerekir… Ayrıca İbrahim Kaypakkaya’nın diğer belirleyici özelliği Lenin gibi uzlaşmazlığıdır. Rusya’da devrimin yolu Lenin’in Narodniklerle, ekonomistlerle, legal Marksistlerle, Menşeviklerle ve hatta eski Bolşeviklerle hesaplaşması ve uzlaşmazlığıyla oluştu… Bu karakteristik yön, çelişkide taraf olmanın yaratıcı yıkıcılığıdır. Diyalektiğin pratiğe geçmiş halidir. Sınıfsal antagonizmayla sürece bakma ve müdahale etmedir. İbrahim hiç bir şartta ve koşulda ne ideolojik ne de pratik düzeyde uzlaşmamıştır. İbrahim’i belirleyen en temel yönlerden biri onun uzlaşmazlığıdır. Bir devrimci komünist önder olarak bu noktada bedel neyse, onu da layıkıyla ödemiştir. Devrimci diyalektik, İbrahim’in bu özelliğini şekillendirmiştir.”

Yaraşır son söz olarak şunları kaydetti:  İbrahim Kaypakkaya devrimin güncelliğidir. İbrahim Kaypakkaya yıkıcı bir teori ve yıkıcı bir pratiktir. İbrahim Kaypakkaya ihtilalciliktir. İbrahim Kaypakkaya İhtilalin yolu, İhtilalin ruhu, İhtilalin manifestosudur. Son olarak soru cevap bölümüne geçildi.”

Volkan yaraşır son olarak gerçeğin bilincine ulaşmaya çalışan ateşi keşfetmek isteyen üç kelebeğin öyküsünü anlatarak Kaypakkaya’nın ateşin gerçeğine sırrına ulaşmak için kendini ateşin içine atan kızıl bir kelebek olduğunu ifade etti.

Panel Kobanê, halk savaşı ve son olarak Paris’teki katliama dair sorularla sürdü. Son olarak söz alan partizan temsilcisi Volkan yaraşırın Kaypakkaya geleneğinden gelmediğini Marksizm’e dair yaptığı incelemelerin onu Kaypakkaya getirdiğini bunun çok önemli olduğunu ifade ederek kurum olarak amaçlarının Kaypakkaya’nın güncekliğini kavramak ve kavratmak olduğunu ifade ederek Kaypakkaya’nın örgütlü bir devrimci olduğuna dikkat çekerek herkesi örgütlenmeye çağırdı.

[widgetkit id=1027]

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu